DETAY

ana sayfa / detay
geri dön

HIZLI ERİŞİM

Hayatın Anlamı

BİR DİRENİŞTİR YAŞAMAK

Hani izlediğimiz filmlerde, dizilerde okuduğumuz romanlarda hatta ünlü kişilerin biyografilerinde hep görürüz ya ana karakterimiz önce çetin sınavlardan geçer, acının, zorluğun, üzüntünün dibini sıyırır sonra öyle bir ışık çakıverir ki hayatında hoop hayatının akışı bambaşka taraflara yönelir ve mutlu son. Peki o çakan ışık ne, nasıl çakıyor, nerde bulabiliriz biz onu? Biraz kitaplardan, biraz kendi hayat deneyimlerimizden yola çıkarak bu ışığın kaynağını gelin beraber arayalım.

Alman filozofu Heidegger iki tarz varoluş biçiminden bahseder. Biri gündelik varoluş yani fiziksel görünüş, mülkiyet kavramı, saygınlık gibi çabucak unutulan şeylere odaklanmak, diğeri ontolojik varoluş yani varlık mucizesinin kendisine odaklanarak kendisinin ve diğer varlıkların var olmasına hayranlık duyarak hayatın anlamını sorgulama. Yalom Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek adlı kitabında bu konuya değinir ve gündelik varoluştan ontolojik varoluşa geçişi uyanma deneyimi olarak tanımlar. Bu deneyimin ise sevilen birinin kaybı, hastalık, özel ilişkinin bitmesi, işini kaybetmek, emeklilik, çocuklarının evden ayrılması gibi önemli hayat olayları ile tecrübe edilebileceğini söyler.

Victor E. Frankl, Yahudi toplama kampında hayatta kalma mücadelesini anlattığı İnsanın Anlam Arayışı adlı kitabında ‘ istisna derecesindeki zor dışsal koşulların sık sık insana kendi ötesinde ruhsal gelişme fırsatı tanıdığını’ söylüyor yani uyanma deneyimini farklı kelimelerle ifade ediyor ve ekliyor; acı gerçekten bir anlam bulduğunda acı olmaktan çıkar.

Acının anlam bulması üzerine düşünürken Fihi Ma Fih kitabında altını çizdiğim sözü ile Mevlana çıkıyor bu sefer karşıma; ‘dert insana yol gösterir’.

Hayat denilen süreç inişli çıkışlıdır, sabit bir çizgide gitmez, iniş çıkışlar bu sürecin kuralıdır adeta. Bunu kalp ritmini ölçen EKG ye de benzetebiliriz ‘hayatta’ olan kişinin ritmi iniş çıkışlıdır, ancak hayat sonlandığında çizgi düz sabit bir çizgiye döner. Bu iniş çıkışlar hayatta olmanın, var olmanın göstergesidir. Öyle zamanlar gelir ki bu iniş çıkışlar biraz sivri bir grafik oluşturur işte bunlar bizim dönüm noktalarımızdır, zorluklar yaşarız, belki hayatımızın düzeni, hayatımızdaki insanlar değişir… Değişim zordur, zaman ister, çaba ister. Önemli olan bu noktalarda ‘uyanma deneyimi’ni tecrübe ederek hayattaki varoluş nedenimize ulaşarak hayatımızı, acımızı daha anlamlı hale getirmek. Başka tabirle acılarımızdan, üzüntülerimizden belki ayrılıklarımızdan yeniden doğmayı, yolumuzu bulmayı başarabilmek.

Peki insan zor zamanlarında nasıl olur da anlam bulur, iyi hale gelir? Ben bunun cevabını insanın geleceğe bakarak yaşayan bir varlık olmasında buluyorum, gelecek her zaman az ya da çok ne olursa olsun umut vaad eder, gelecek olumsuz olma ihtimali kadar olumlu olma ihtimali de barındırır.  Bunun örneklerini kültürümüzden bile yakalayabiliriz mesela ‘gün doğmadan neler dolar, çıkmadık candan umut kesilmez…’ gibi geleceğe dair umut duyguları barındıran sözler dilimize işlemiş. Ayrıca insan zor zamanlarında iyi şeylere sığınma arzusu da besler işte bu özelliği insanın en zor koşullarda kurtarıcısı olur. Yani ne diyor Nazım ‘’Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak, Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak’’ . Zor zamanlara karşı direnmeyip savrularak hayatta ilerlemek ne kadar mümkün?...

Psikolojik Danışman Beyza Şener 🕊🖋